MOBBİNG

Anasayfa / MOBBİNG

MOBBİNG

MOBBİNG NEDİR?

 

Latince kökenli olan sözcük; psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, baskı ve sıkıntı verme anlamına gelir. Daha iyi bir ifade şekli ile iş yerinde psikolojik terör denilebilir. Çalışma hayatında sık rastlanılan bir durum olan mobbing bir iş yerinde bir grup insanın bir kimseye veya gruba sosyal kabadayılık yapmasıdır. Çalışana yönelik bu tarz davranışlarda bulunulduğunda, çalışanın kendini güvende hissetmesi ve görevini yerine getirmesinde zorluğa düştüğünde mobbing meydana gelir. Mobbing meydana getiren bireyler genellikle meslektaşları, astları veya üstleridir. Bunun sebebi mobbing uyguladığı kişiyi genellikle mesleki kendi pozisyonuna tehdit olarak görmesidir.

Mobingin kurbanları üzerindeki etkilerinden şöyle bahsedebiliriz; iş için daha az heves, görevlerine odaklanamama, artan kaygı ve stres ve buna benzer iş yerinde meydana gelebilecek ciddi aksaklıklar. Mobbing bir işletmeyi her boyutta etkileyebilir. Bu da zamanla karda önemli kayıplara neden olabilir.

Mobbinge maruz kalanların başvurabileceği yerler;

-Alo 170

-TBMM

-Anayasa Mahkemesi

-Başbakanlık İletişim Merkezi (bimer)

-Kamu Görevlileri Etik Kurumu

-Kamu Denetçiliği Kurulu

-Türkiye İnsan Hakları Kurumu

-İl,İlçe, İnsan Hakları Kurulları.

Mobbinge uğradığını düşünen çalışan kendisine uygulanan davranışlar hakkında açık ve net deliller toplamalıdır. Bunlara örnek olarak kamera kayıtları, kullanılan ilaçlar, maaşı kesildiyse maaş bordroları, şahitler delil olarak sunulabilir. Mobbinge uğradığını düşünen çalışanlar kamu veya özel sektör fark etmeksizin mobbing şikâyet ya da bilgi almak için 7/24 Alo 170 hattına başvurabilirler.

 

 

MOBBİNG UYGULAYAN KİŞİYE VERİLECEK CEZA İSE; >  Mobbing uygulamak adli bir suç olduğu için yapılan yargılama neticesinde suçlu bulunan failler için Türk Ceza Kanununun 105. Maddesine istinaden  "Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adli para cezasına hükmolunur. Bu fiiller; hiyerarşi, hizmet veya eğitim/öğretim ilişkisinden kaynaklanan nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz."

Yine aynı kanunun 109. maddesinde "Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. Kişi; fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu suçun kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanmak suretiyle işlenmesi halinde yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat arttırılır." denmektedir. Ayrıca yazılı cezaların yanı sıra çalışanın maddi manevi tazminat davası hakları saklı kalmak kaydıyla hukuki hakkını araması yolları sabittir.

            Mobbing tüm sektörlerde karşımıza çıkan bir sorundur. Sektörlerde insanların birbirleri ile ilişkilerinin son yıllarda çok yoğun olması ve bu ilişkilerin sağlam temellere dayanmayarak kişisel zaafların ortaya çıkması ile çalışanların mobbinge uğrama oranında yüksek artışlar yaşanmaktadır.

Ülkemizde mobbing konusunda sıkça yargılamalar devam etmekte olup bu konuda Yargıtay ceza dairesinin bir çok örnek kararı mevcuttur. Buna örnek olarak aşağıdaki kararları gösterebiliriz.

YARGITAY KARARI:

Yargıtay 9.Hukuk Dairesi, 17.06.2019 tarih 2016/4554 Esas ,

2019/13369 Karar nolu kararında;

 

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 22/02/1999-30/06/2013 tarihleri arasında en son insan kaynakları müdürü olarak çalıştığını, son ücretinin aylık net 3.885,00 TL olduğunu, 31/10/2008 tarihinde emekli olduğunu ve emeklilik tarihinde kıdem tazminatının ödendiğini, sonrasında kesintisiz şekilde işyerinde çalışmaya devam ettiğini, son iki yıldır işverence uygulanan psikolojik taciz (mobbing) neticesinde istifasını vererek işten ayrılmak zorunda kaldığını iddia ederek, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ve manevi tazminat alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının davalı işyerinde 22/02/1999-30/06/2013 tarihleri arasında çalıştığını, son olarak insan kaynakları departmanı içerisinde personel ve özlük işleri yöneticisi olarak görev yapmaktayken çalışma arkadaşları ile yaşadığı geçimsizlik, uyumsuz davranışlar göstermesi, iş akışını bozucu davranışları nedeniyle cari hesaplar departmanına atandığını, 30/06/2013 günü kendi isteği ile işten ayrıldığını, kendisine psikolojik taciz uygulandığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, beş yıldan öncesine ait fazla mesai ve yıllık izin ücretlerinin zamanaşımına uğradığını, işyerinde kullanılan bilişim sistemi raporlarına göre davacının toplam 559 saat fazla çalışması bulunduğunu, yıllık izinlerinin tamamen kullanıldığını, manevi tazminata hak kazanılmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

 

YARGITAY KARARI:

T.C.

YARGITAY

22. HUKUK DAİRESİ

E. 2013/693

K. 2013/30811

T. 27.12.2013

* MOBBİNG (İşyerinde Mobbing Gerçekleşmediğini İspat Külfetinin İşverende Olduğu/İşçinin Kendisine Mobbing Uygulandığına Dair Kuşku Uyandıracak Olguları İleri Sürmesinin Yeterli Olduğu - Şüpheden Uzak Kesin Deliller Aranmayacağı)

* İŞÇİYE PSİKOLOJİK TACİZ (Davacının İşyerinde Yaşadıklarını Anlattığı Yazıda Tutarlılık Samimiyet ve İddia Edilen Hususlarla Bir Bütünlük Görüldüğü ve Bu Hususların Mobbing Teşkil Ettiği)

* MANEVİ TAZMİNAT (Mobbing Nedeniyle/Davacı İşçinin Belirttiği Hususların Mobbing Teşkil Ettiği - Tanık Beyanları Sağlık Raporları Bilirkişi Raporu Kamera Kayıtları ve Diğer Deliller Değerlendirildiğinde Mobbing İddiasının İspat Edildiği)

* İŞÇİNİN STRESLİ ÇALIŞMA ORTAMINDA BULUNMASI NEDENİYLE RAHATSIZLANMASI (Olumsuzluklar Sonunda Anksiyete Bozukluğu Çektiği - Sağlık Raporu da Dikkate Alındığında Mobbing İddiasının İspat Edildiği)

* MOBBİNG GERÇEKLEŞMEDİĞİNİN İSPAT YÜKÜ (İşçinin Kendisine İşyerinde Mobbing Uygulandığına Dair Kuşku Uyandıracak Olguları İleri Sürmesinin Yeterli Olduğu - Gerçekleşmediğinin İspat Külfetinin İşverende Olduğu)

* İŞÇİNİN UYARI İTHAM VE KIRICI ÜSLUPLARA MARUZ KALMASI (Banka Müdürü Tarafından Sorun Çıkaran Uyumsuz Sevilmeyen Kavgacı Biri Olarak Suçlandığı/Süreç İçinde Bu ve Benzeri Olumsuz Davranışların Tekrarlandığı - Mobbing)

* DİĞER İŞÇİLERDEN SOYUTLANMA (Başka Personelin Yapması Gereken İşlerin Sık Sık Davacıya Verildiği - Yaşamış Olduğu Olumsuzlukları Amirine İlettiği Halde Çözüm Bulunmadığı/Bu Hususların Mobbing Teşkil Ettiği)

* MOBBİNG NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT (Mobbing Gerçekleşmediğinin İspat Külfetinin İşverende Olduğu - Tanık Beyanları Sağlık Raporları Bilirkişi Raporu Kamera Kayıtları Diğer Deliller Değerlendirildiğinde Mobbing İddasının İspat Edildiği)

* İŞÇİNİN KİŞİLİK HAKLARINA YÖNELİK HAKSIZLIK (Mobbinging Varlığı İçin Kişilik Haklarının Ağır Şekilde İhlaline Gerek Olmadığı Kişilik Haklarına Yönelik Haksızlığın Yeterli Olduğu)

818/m.49

ÖZET: Davacının görev değişikliği nedeniyle mağdur olduğu düşüncesine kapıldığı ve hastalandığı, uyarı, itham ve kırıcı üsluplarla baskılara maruz kaldığı, banka müdürü tarafından sorun çıkaran, uyumsuz, sevilmeyen ve kavgacı biri olarak suçlandığı, süreç içinde davacıya yönelik bu ve benzeri olumsuz davranışların tekrarlandığı, başka personelin yapması gereken işlerin sık sık davacıya verildiği, işyerinde düzenli çalışma şeklinin olmadığı, stresli çalışma ortamında bulunmanın etkisiyle sindirim sistemi rahatsızlığı çektiği, banka şubesinin yapılan iç denetimde düşük performans gösterdiğinin belirlendiği, davacının işyeri içindeki diğer çalışanlardan soyutlandığı, son dört ay içinde yirmişer günlük sağlık raporları aldığı, şube içi elektronik posta ile yapılan yazışmalarda “densiz” denilmek suretiyle hakarete maruz kaldığı, yaşamış olduğu olumsuzlukları işyerindeki amirine ilettiği halde sorunlara çözüm getirilmediği ve kendisinde kusur bulunduğu, olumsuzluklar sonunda anksiyete bozukluğu çektiği ve sağlık sorunlarıyla uğraştığı, bir yıllık maaş artışının yalnızca 1,96 olarak öngörüldüğü; davacının işyerinde yaşadıklarını anlattığı yazıda tutarlılık, samimiyet ve iddia edilen hususlarla bir bütünlük görüldüğü, bu hususların mobbing teşkil ettiği tüm dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.

Mobbinging varlığı için kişilik haklarının ağır şekilde ihlaline gerek olmadığı, kişilik haklarına yönelik haksızlığın yeterli olduğu, ayrıca mobbing iddialarında şüpheden uzak kesin deliller aranmayacağı; davacı işçinin, kendisine işyerinde mobbing uygulandığına dair kuşku uyandıracak olguların ileri sürmesinin yeterli olduğu, işyerinde mobbing gerçekleşmediğini ispat külfetinin davalıya düştüğü; tanık beyanları, sağlık raporları, bilirkişi raporu, kamera kayıtları ve diğer tüm deliller değerlendirildiğinde mobbing iddasının yeterli delillerle ispat edildiği gözetilmeden davanın reddi hukuka aykırıdır.

DAVA : Davacı, manevi tazminat ve fazla çalışma alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.

Hüküm süresi için de davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Y. Baştemur tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR: Davacı vekili müvekkilinin 1994-17.12.2010 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini açılan işe iade davasının kabul edildiğini temyiz aşamasında olduğunu, günlük 12-13 saat çalışmasına rağmen fazla mesai alacaklarının ödenmediğini, işyerinde mobbinge maruz kaldığını belirterek manevi tazminat ve fazla mesai alacağının ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, davacının ücretine fazla mesainin dahil olduğunu, personelle sık sık tartıştığını, yazılı olarak iki defa uyarıldığını, çalıştığı şubede verimli olmaması nedeniyle şubesinin değiştirildiğini ve bu nedenle iş sözleşmesinin feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme, dosyada bulunan davacı ve davalı tanık anlatımları ile mevcut diğer delillerin birlikte değerlendirilmesinden davacıya sistematik ve sürekli psikolojik baskı uygulandığını gösterir kuvvetli deliller bulunmadığı, kişilik hakları veya sağlığının sistematik ve ağır bir saldırıya uğradığı yönünün kuşkudan uzak delillerle yeterince ortaya konulmadığı kanaatiyle davanın reddine karar vermiştir.

Hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Davalı işyeri çalışanlarından Ş. Ç. Ü.’nün davacıya sinirli tavırlar gösterip elinde bulunan kâğıtları ve zarfı davacının masasına ve üzerine fırlattığı, bir süre sonra sözkonusu belgeleri geri alıp sinirli tavırlar sergiledikten sonra tekrar masaya fırlattığı, davacının yere düşen belgeleri topladığı, davacının bireysel pazarlama yetkilisi olarak çalıştığı sırada cari hesaplar yetkilisi olan G. B. Ç.’in davacının yerine görevlendirildiği, davacının bu görev değişikliği nedeniyle mağdur olduğu düşüncesine kapıldığı ve hastalandığı, davacının bankacılık işlemleri konusunda kurallara uygun hareket etmek istediği, bu nedenle amirleri ile sorunlar yaşadığı, uyarı, itham ve kırıcı üsluplarla baskılara maruz kaldığı, banka müdürü tarafından sorun çıkaran, uyumsuz, sevilmeyen ve kavgacı biri olarak suçlandığı, süreç içinde davacıya yönelik bu ve benzeri olumsuz davranışların tekrarlandığı, bir başka personelin yapması gereken işlerin sık sık davacıya verildiği, banka müdürü tarafından cumartesi günleri mesai yaptırıldığı, işyerinde düzenli bir çalışma şeklinin olmadığı, davacıyla aynı pozisyonda olan diğer çalışanlara anahtar ve şifreler verildiği halde davacıya verilmediği, davacının stresli çalışma ortamında bulunmanın da etkisiyle sindirim sistemi rahatsızlığı çektiği, banka şubesinin yapılan iç denetimde düşük performans gösterdiğinin belirlendiği, davacının işyeri içindeki diğer çalışanlardan soyutlandığı, son dört ay içinde yirmişer günlük sağlık raporları aldığı, son bir yıl içinde peş peşe disiplin soruşturmaları geçirerek kendisinden savunmalar istendiği, şube içi elektronik posta ile yapılan yazışmalarda “densiz” denilmek suretiyle hakarete maruz kaldığı, yapılan yazışmalarda nezaket sınırlarının aşıldığı, davacının yaşamış olduğu olumsuzlukları işyerindeki amirine ilettiği halde sorunlara çözüm getirilmediği ve kendisinde kusur bulunduğu, yaşanılan olumsuzluklar sonunda anksiyete bozukluğu çektiği ve sağlık sorunlarıyla uğraştığı, bir yıllık maaş artışının yalnızca 1,96 olarak öngörüldüğü; davacının işyerinde yaşadıklarını “Olaylar” başlığı altında kaleme aldığı, sözkonusu yazıda tutarlılık, samimiyet ve iddia edilen hususlarla bir bütünlük görüldüğü, bu hususların mobbing teşkil ettiği tüm dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.

Mobbinging varlığı için kişilik haklarının ağır şekilde ihlaline gerek olmadığı, kişilik haklarına yönelik haksızlığın yeterli olduğu, ayrıca mobbing iddialarında şüpheden uzak kesin deliller aranmayacağı; davacı işçinin, kendisine işyerinde mobbing uygulandığına dair kuşku uyandıracak olguların ileri sürmesinin yeterli olduğu, işyerinde mobbing gerçekleşmediğini ispat külfetinin davalıya düştüğü; tanık beyanları, sağlık raporları, bilirkişi raporu, kamera kayıtları ve diğer tüm deliller değerlendirildiğinde mobbing iddasının yeterli delillerle ispat edildiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.12.2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Dosya içeriğine ve özellikle taraf tanıklarının anlatımlarına göre; davacının iş ortamında çalışma arkadaşlarıyla gerekli uyumu sağlayamadığı, diğer çalışanlarla işbirliği yapmaktan kaçındığı, işyerinde zaman zaman amirleri ve diğer çalışanlarla işin yürütümünden kaynaklanan nedenlerle tartıştığı anlaşılmaktadır. Davacının işin yürütümü bakımından olumsuzluklara yol açan tutum ve davranışlarından kaynaklanan tartışmaların psikolojik taciz (mobing) olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Davacının hedef kişi olarak şeçilip kendisine karşı sistematik bir biçimde yıldırma hareketlerinin yapıldığına dair delil bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemenin davacıya psikolojijk taciz yapıldığına dair delil bulunmadığı, kişilik hakları veya sağlığının sistematik ve ağır bir saldırıya uğradığı yönünün kuşkudan uzak delillerle yeterince ortaya konulmadığına ilişkin tespit ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

Açıklanan tespit ve gerekçelere göre davacıya psikolojik taciz yapıldığı kanıtlanmamış olduğundan sayın çoğunluğun aksi düşünce ile oluşturduğu bozma kararına katılmıyorum.

Mobbing konusu ile ilgili birçok karar mobbingin ispat edilememesi nedeni ile ve taraf yoksunluğundan reddedilmiştir. Mobbingin somut delillerle ispatı gerekli olduğu gibi bu konuda alınacak tanık ifadeleri davaların karara bağlanması açısından önem arz etmektedir.

 

                                                                                                                                                                                                   Fatih İŞÇİ

                                                                                                                                                                                                      Avukat